Yemen Hatıraları
(1912-1913)
VEYSİ KARABULUT
Yavuz devrinde Osmanlı Devleti idaresine giren Yemen, Osmanlı hükümranlığında kaldığı 400 yıl boyunca henüz ilk zamanlardan itibaren isyanlarla devlet için bir yara haline gelmiştir. Zamanla ağırlaşan yara, kangrene dönüşmüştür. Osmanlı Devleti kangren olan ve tüm devleti etkisi altına alan bu toprak parçasından -devletin hayatı pahasına- feragat etmemiştir. Kanuni’nin son zamanlarında başlayan isyanlarla, Yemen’in Osmanlı Devleti’ne bir fayda sağlamayacağı anlaşılmış fakat İslam toprağı olması ve halifelik makamının da verdiği zorlamayla Yemen’in devleti içten içe kemirmesine izin verilmiştir.
Türkü ve ağıtlara nakşolan, ‘gidip gelmeyen’ asker hikâyeleriyle yürekleri burkan Yemen, Anadolu insanı için ayrı bir hassasiyet arz etmektedir. Anadolu kadını; oğullarını, kocalarını ve sevdiklerini Yemen’de kaybedince “An’o yemendir,/ Gülü çemendir,/ Giden gelmiyor,/ Acep nedendir?” gibi türküleri dilinden düşürmez olmuştur. Bundandır ki, Yemen bize ‘dağlar’ kadar uzak ve dilimizden düşmeyen türküler kadar yakın olmuştur.
1.Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı Devleti, hem Balkan Savaşı hem de Trablusgarp Savaşı ile uğraşırken Yemen’de isyan eden Seyyid İdrisî meselesiyle de karşı karşıya kalmıştır. Bu yüzden Müfettiş-i Hükkam Hüseyin Kamil Efendi, müzakereler için Seyyid İdrisî’ye gönderilmiştir. Hüseyin Kamil Efendi müzakereler sırasında yaşadıklarını kaleme aldığı bu eserin, Seyyid İdrisî isyanı ve İmam Yahya hakkında verdiği bilgilerle Yakınçağ Tarihi’ne önemli katkı sağlayacağını ümit ediyoruz.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.